Her Hristiyanın bilinmeyen dillerde konuşması şart mıdır?

Eternity

Yeni Üye
Bir pentikostal kilise üyesi bana kutsal ruhu almanın kesin sonucu olarak bilinmeyen dillerde konuşmam gerektiğini söyledi.Bu doğru mu?
 

Solus Christus 

Moderatör
Merhaba,
Öncelikle sorunuzun cevabı hayır. Size verilen bilgi yanlış. Ancak maalesef bazı Pentekostal kiliselerin bu konuda bu şekilde görüş bildirdikleri biliniyor. Sorunuzun cevabının neden hayır olduğuna gelirsek. Öncelikle Elçi Pavlus'un Korintliler'e yazdığı mektuba bakalım.

1. Korintliler 12:30 - "Hepsinin hastaları iyileştirme armağanları var mı? Hepsi bilmediği dilleri konuşabilir mi? Hepsi bu dilleri çevirebilir mi?"

Pavlus bunu benzer bir durumu vurgulamak için söylüyor ve herkesin her armağana sahip olamayacağını vurguluyor. Dolayısıyla herkesin nasıl iyileştirme armağanı yoksa, herkes bu dilleri konuşmuyor. Herkes nasıl öğretmen değilse, herkes mucize de yapmıyor. 1. Korintliler 12.bölümü okumanızı tavsiye ederim.

Aynı şekilde Romalılar 12.bölüme bakarsak şunu okuyoruz:
Romalılar 12:6-8 - Tanrı’nın bize bağışladığı lütfa göre, ayrı ayrı ruhsal armağanlarımız vardır. Birinin armağanı peygamberlikse, imanı oranında peygamberlik etsin. Hizmetse, hizmet etsin. Öğretmekse, öğretsin. Öğüt veren, öğütte bulunsun. Bağışta bulunan, bunu cömertçe yapsın. Yöneten, gayretle yönetsin. Merhamet eden, bunu güler yüzle yapsın.

Demek ki Tanrı herkese ayrı ayrı ruhsal armağanlar dağıtıyor ve herkese dillerle konuşacaksın diye bir şart sunmuyor. Eğer öyle olsaydı her imanlı zaten bilmediği başka dillerle konuşurdu.

Yine başka bir ayete bakalım,
1. Korintliler 14:5 - Hepinizin dillerle konuşmasını isterim, ama peygamberlikte bulunmanızı yeğlerim. Diller inanlılar topluluğunun gelişmesi için çevrilmedikçe peygamberlikte bulunan, dillerle konuşandan üstündür.

Burada da Elçi Pavlus dillerin amaçsız bir armağan değil, amacı olan bir armağan olduğuna vurgu yapıyor. Bilinmeyen dillerle konuşmak, bilinmeyen cümleler söylemek anlamına gelmiyor. Eğer ben topluluğun gelişmesi yararına birden bire Portekizce konuşmaya başlar ve Portekiz dilini konuşanlara müjdeleme yaparsam bu Ruh'un işidir ve bunun için de mutlaka bir çevirmen olması şarttır. Zira Elçilerin dönemine baktığımızda dillerle konuşanın yanında çevirme armağanı olan kişi de olmuştur. Zira aynı ayetlerin devamında 27. ayet şöyle diyor "Eğer bilinmeyen dillerle konuşulacaksa, iki ya da en çok üç kişi sırayla konuşsun, biri de söylenenleri çevirsin."

Dolayısıyla Kutsal Kitap'a baktığımızda Kutsal Ruh'u almanın kesin sonucu olarak dillerle konuşmak gerektiğine dair bir işaret görmüyoruz. Kutsal Ruh'u almanın en kesin sonucu Tanrı Oğlu olan Mesih'i Rab olarak çağırmak ve bu imanı açıkça ilan etmektir.
 
Yeni Konu Aç | Soru Gönder Yeni konu başlığı oluşturmak için tıkla!
Söz, insan olup aramızda yaşadı. O’nun yüceliğini –Baba’dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik Oğul’un yüceliğini– gördük.
(İncil, Yuhanna 1:14)
Üst