Merhaba,
Öncelikle cennet Tanrı'nın olduğu yere, cehennem de Tanrı'nın olmadığı yere denir. Biz bir kişinin kurtulması -yani cennete giderek Tanrı ile sonsuz bir yaşama kavuşması için mutlaka Mesih'in çarmıhtaki işine iman etmesi gerektiğine, İsa Mesih'i Rab ve kurtarıcısı olarak kabul etmesi gerektiğine inanıyoruz. Kutsal Kitap, yani Tevrat, Zebur ve İncil'i okuduğumuzda Tanrı Sözü bize Mesih'in çarmıhta sağladığı kurtuluştan başka bir kurtuluş yolu olmadığını öğretir. Yine İsa Mesih de bize "Yol, Gerçek ve Yaşam'ın kendisi olduğunu ve kendisinin aracılığı olmadan kimsenin Tanrı'nın yanına gidemeyeceğini söylüyor.
İncil'de Elçilerin İşleri bölümünde de şu ayet açıkça yazar: "Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur.” (Elçilerin İşleri 4:12)
Bu bağlamda Kutsal Kitap'a baktığımızda, hristiyanlık inancına göre Mesih'ten başka bir yerde kurtuluş bulmak mümkün değildir. Kişinin veya kişilerin dininin adının ne olduğunu önemli değil. Kişi kendine Hristiyan diyebilir, Müslüman diyebilir, Musevi, Budist, Şaman veya herhangi bir dine mensup olduğunu söyleyebilir. Tanrı'nın Kutsal Kitap'ta bize ilettiği söze göre bir kimse Tanrı'nın insanları sonsuz ölümden -yani cehennemden kesin olarak kurtarmak amacıyla gönderdiği Oğlu'na iman edip, O'nu Rab ve kurtarıcısı olarak hayatına almadıysa, bu durumda kesin olarak da cennete gidemeyeceğini söyleyebiliriz.
Elbette diğer dinlere baktığımızda her din bir çeşit kurtuluş vaat ediyor. Sizin sorduğunuz bu soruyu İslam yönünden düşünürsek, Kur'an'a bir kişi eğer müslüman değilse cehennemliktir diye inanılır. Çünkü hem Mesih'i Rab ve Kurtarıcınız olarak kabul edip, hem Kur'an ayetlerini aynı şekilde kabul edemezsiniz. Bunun gibi hem İncil'deki sözleri kabul edip, hem de Kur'an ayetlerini kabul edemezsiniz. Ya birine iman edersiniz, ya ötekine.
Aynı prensip doğal olarak diğer birçok farklı din ve bu dinlerin inanışları için de geçerli.
Bizler Tanrı Oğlu olan Yeşua'nın -toplumda bilinen adıyla İsa Mesih'in bizleri sonsuz ölümden kurtarmak için biz daha O'na düşmanken ve O'ndan uzaktayken bizi severek, tüm görkemini, tüm yüceliğini bir kenara bırakarak aramıza geldiğine, alçalarak insan bedeni aldığına ve Bakire Meryem'den doğduğuna inanıyoruz.
O günahsız, kusursuz bir şekilde yaşadı. Ölüleri diriltti, hastaları iyileştirdi, körlerin gözünü açtı. Bizim yerine getiremediğimiz yasayı o yerine getirdi. Bizlerse insanlar olarak O'na düşman olduk, hakaret ettik, aşağıladık. Ve O, bizim günahlarımız için çarmıhta öldü ve bizim çekmemiz gereken cezayı kendi üzerine aldı. Çarmıhta ödediği bedel ile bizlere doğruluğunu sağladı. Bunların tümünü kendisine iman edenler için, kendisine ait olan halkı için yaptı. Ve öldükten sonra üçüncü gün ölümü yenerek ölümden dirildi. Ölüler arasından dirilmekle ölüme ve günaha karşı zaferini ilan etti. İşte bu diriliş sayesinde de cennet dediğimiz yerin kapılarını bize açmış oldu.
Mesih'in ölüm karşısında kazandığı bu mutlak zafer sayesinde bizler de bugün diriliş umuduna sahibiz. Ve inanıyoruz, iman ediyoruz ki tüm görkemiyle, dünyayı yenilemek ve ölüleri diriltmek, tüm yaratılışı yargılamak üzere tekrar gelecektir. Tekrar geldiğinde O'na iman etmiş olan hiç kimse utandırılmayacaktır. Çünkü onların günahlarının bedelini çarmıhta kanıyla ödemiştir.
Umarım sorunuza cevap verebilmişimdir.
Esenlikler diliyorum.