Yahudi olmayan ama peygamber olduğunu iddia eden kişiler

Mahresi

Yeni Üye
Merhaba. Ben imanlıyım. Lakin şu konu kafamı kurcalıyor. Tanrı İbrahim peygamberin imanı sayesinde Yahudi milletine peygamberler gönderdi. Ama bu durumda Mesih gelmeden önceki diğer milletler rehbersiz kalmadı mı?

Bu yüzden Mesih öncesi çeşitli dinler kuran Buda, Zerdüşt, Lao Tzu ve çeşitli kimseler halkına rehber olmak istemiş olamazlar mı? Onları nasıl değerlendirebiliriz?
 

Solus Christus 

Moderatör
Merhaba,
Tanrı'nın kurtarış planı zaten tüm milletlerden, tüm halklardan insanların kurtulmasıydı. Dolayısıyla bugün bizler rehbersiz kalmayalım ve dahası yok olmayalım diye Mesih günahlarımız için çarmıhta öldü.

Tek gerçek Tanrı adını geçmişte Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’yım diyerek açıklayan ve kendini tanıtan YHVH'dir. Ve O kendisini geçmişte seçmiş olduğu halkına peygamberler ve elçiler vasıtasıyla açıklamıştır.

Tanrı, İsrail halkına -ve dolayısıyla biz insanlara- çeşitli peygamberler aracılığıyla konuştu. İman atamız olan İbrahim'in yeri elbette önemlidir. Ancak İbrahim çok iyi birisi yada çok güçlü birisi olduğu için Tanrı onu ve soyunu seçmedi. Tanrı'nın İbrahim'i seçmiş olması tamamen lütfundan kaynaklanıyor. Üstelik oğlu olmayan bir adamı seçip onun soyu aracılığıyla tüm halklara kurtuluş vaat etmesi de zaten bunu gösteriyor. Bu yüzden gerek peygamberler gerek Mesih için İbrahim'in imanı sayesinde geldiler derseniz bu yanlış olur. Her şey Tanrı'nın lütfu sayesinde olmuştur. Kurtuluşumuz herhangi bir insanın eylemine bağlı değildir.

Tanrı'nın insanlar için olan kurtuluş planı Adem günah işleyip ölüm lanetini insanlığın üzerine aldığı sırada zaten vardı. Bunun için İbrahim'in imanını beklemedi. Tanrı lütuf gösterdi, seçtiği bir adama merhamet etti ve onun soyu aracılığıyla tüm halkları kurtaracak bir Mesih vaat etti. Belirlenen zamanda da Tanrı Oğlu olan Mesih dünyaya geldi ve her ulustan, her halktan insanın kurtuluş bulması için çarmıhta bir bedel ödedi.

Bahsettiğiniz dinler ve bu dinleri kuran kişiler Mesih öncesinde de varlardı, bugün de hala varlar ve var olmaya devam ediyorlar. Onların Tanrı'yı tanımıyor olmuş olmaları kendilerini aklamaz. Tersine böyleleri gerçek Tanrı yerine sahte tanrıları ilan edip, insanların Tanrı'nın hak ettiği övgüyü putlara sunmalarına sebep olmuşlardır. Dolayısıyla bahsettiğiniz insanlar Tanrı'ya yada insanlığa değil, şeytana hizmet etmişlerdir.

Bir kimsenin Mesih'ten haberi olmaması o kişi için bir mazeret değildir. Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı. Günahın bir bedeli vardır ve bu ölümdür. Eğer bir kimse Mesih'i tanımamış şekilde yaşar ve ölürse günahının sonucu olan ölüm bedelini ödemiş olur. Aşağıdaki ayet de tüm insanların mazereti olmadığını açıkça söylüyor. Bir kimse Tanrı'nın özel vahyini duymamış olabilir. Ancak Tanrı'nın genel vahyi tüm yaratılış işi ile herkesin gözü önündedir.

Romalılar 1:18-25
Haksızlıkla gerçeğe engel olan insanların bütün tanrısızlığına ve haksızlığına karşı Tanrı’nın gazabı gökten açıkça gösterilmektedir. Çünkü Tanrı’ya ilişkin bilinen ne varsa, gözlerinin önündedir; Tanrı hepsini gözlerinin önüne sermiştir. Tanrı’nın görünmeyen nitelikleri –sonsuz gücü ve Tanrılığı– dünya yaratılalı beri O’nun yaptıklarıyla anlaşılmakta, açıkça görülmektedir. Bu nedenle özürleri yoktur. Tanrı’yı bildikleri halde O’nu Tanrı olarak yüceltmediler, O’na şükretmediler. Tersine, düşüncelerinde budalalığa düştüler; anlayışsız yüreklerini karanlık bürüdü. Akıllı olduklarını ileri sürerken akılsız olup çıktılar. Ölümsüz Tanrı’nın yüceliği yerine ölümlü insana, kuşlara, dört ayaklılara, sürüngenlere benzeyen putları yeğlediler. Bu yüzden Tanrı, birbirlerinin bedenlerini aşağılasınlar diye, onları yüreklerinin tutkuları içinde ahlaksızlığa teslim etti. Tanrı’yla ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaradan’ın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler. Oysa Tanrı sonsuza dek övülmeye layıktır! Amin.

Kutsal Kitap'ta şunu net olarak öğreniyoruz: Yeşua (İsa) Mesih, olmadan kurtuluş yoktur.
 
Yeni Konu Aç | Soru Gönder Yeni konu başlığı oluşturmak için tıkla!
Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı. Başlangıçta O, Tanrı’yla birlikteydi. Her şey O’nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O’nsuz olmadı.
(İncil, Yuhanna 1:1-3)
Üst