Yönetime boyun eğmek (Romalılar 13)

Godislove

Yeni Üye
Merhaba dostlar,
"13Herkes, baştaki yönetime bağlı olsun. Çünkü Tanrı’dan olmayan yönetim yoktur. Var olanlar Tanrı tarafından kurulmuştur. 2 Bu nedenle, yönetime karşı direnen, Tanrı buyruğuna karşı gelmiş olur. Karşı gelenler yargılanır. 3 İyilik edenler değil, kötülük edenler yöneticilerden korkmalıdır. Yönetimden korkmamak ister misin, öyleyse iyi olanı yap, yönetimin övgüsünü kazanırsın. 4 Çünkü yönetim, senin iyiliğin için Tanrı’ya hizmet etmektedir. Ama kötü olanı yaparsan, kork! Yönetim, kılıcı boş yere taşımıyor; kötülük yapanın üzerine Tanrı’nın gazabını salan öç alıcı olarak Tanrı’ya hizmet ediyor. 5 Bunun için, yalnız Tanrı’nın gazabı nedeniyle değil, vicdan nedeniyle de yönetime bağlı olmak gerekir. 6 Vergi ödemenizin nedeni de budur. Çünkü yöneticiler Tanrı’nın bu amaç için gayretle çalışan hizmetkârlarıdır. 7 Herkese hakkını verin: Vergi hakkı olana vergi, gümrük hakkı olana gümrük, saygı hakkı olana saygı, onur hakkı olana onur verin"

Kafamda buna bağlı sorular var, bir Hristiyan siyasette yer almamalı mı? Hristiyanların baskı altında olduğu ülkelerde inançlı kardeşlerimizin davranışı nasıl olmalıdır? Zamanında Çin hükümeti Hristiyan ev kliselerini baskı altında tutabilmek icin devlete bağlı siyasi bir doktrin izleyen bir kilise kurdurmuştu. Bu tarz durumlarda bir inançlı ne yapmalıdır?
 

Solus Christus 

Moderatör
Kafamda buna bağlı sorular var, bir Hristiyan siyasette yer almamalı mı? Hristiyanların baskı altında olduğu ülkelerde inançlı kardeşlerimizin davranışı nasıl olmalıdır? Zamanında Çin hükümeti Hristiyan ev kliselerini baskı altında tutabilmek icin devlete bağlı siyasi bir doktrin izleyen bir kilise kurdurmuştu. Bu tarz durumlarda bir inançlı ne yapmalıdır?

Merhaba,
Romalılar 13:1-7 ayetlerine baktığımızda şunları görüyoruz.
  • Dünyadaki yönetimler -yani hükümetler- Tanrı'nın izniyle kurulmuştur. (1,2)
  • Hükümetin görevi, iyi olanı yapmak ve kötülükleri önlemektir. (3,4)
  • Hükümetlere vatandaşlarını iyi olanı yapmaya teşvik eder -etmelidir. (5-7)
Romalılar 13.bölümde Pavlus genel bir prensipten bahsediyor aslında. Her hristiyan içinde yaşadığı devletin yasalarına uymakla yükümlüdür. Bu yüzden hepimiz yasalara uymaya ve vergilerimizi ödemeye Kutsal Kitap tarafından teşvik ediliyoruz. Hükümetler iyi olanı yaptığı müddetçe onlara itaat etmemiz de yasal olarak gerekliliktir. Günahlı ve kusurlu bir dünyada yaşadığımız gerçeğini de unutmamak gerekiyor. Böyle bir dünyanın içerisindeyken kusursuz bir hükümeti elbette bekleyemeyiz. Bu yüzden dünyadaki tüm hükümetler kusurludur ve adaletsizliğe, haksızlığa açık bir şekilde ilerlerler, sıkça hatalara düşerler.

Elbette yönetime bağlı olmak, körü körüne bir bağlılığı ifade etmez. Eğer yönetim bizden kötü bir şey yapmamızı isterse, bunu yapmamamız gerekir. Eğer yönetim bizi gerçek kralımız olan İsa Mesih'ten uzaklaştırmak veya O'nu reddetmemizi isterse, bunu yapmamamız gerekir. Tıpkı Daniel ve arkadaşlarının boyun eğmediği gibi bu böyle olmalıdır.

Örnek olarak, Nazi Almanyası döneminde yaşayan Yahudiler ve Hristiyanlar aynı toplum içerisinde yaşıyorlardı ve komşulardı. Ancak Nazi hükümeti tarafından Yahudilere karşı yürütülen propagandaya dahil olan Hristiyanlar Romalılar 13.bölümü yanlış yorumlayarak o dönemde Nazilerin emirlerini yerine getirdiler ve bunu yaparken iyi hristiyan oldukları düşüncesine kapıldılar. Oysaki bunu yaparak "komşunu kendin gibi seveceksin" emrini unutmuşlardı. Ve Romalılar 13.bölümü körü körüne bir bağlılık olarak yorumlayarak büyük bir hataya düşmüşlerdi. Durum böyle olunca da Nazi Partisi daha da güç kazandı ve sonuç olarak milyonlarca Yahudi için soykırım yapıldı.

Eğer dünyadaki herhangi bir yönetim gelip bize İsa Mesih'i Rab olarak çağırmanız artık yasak derse tepkimiz ne olacak? Tanrı'yı terk mi edeceğiz? Elbette hayır. Çünkü her şeyden önce Tanrı bizim kralımızdır. Ve bizler iman aracılığıyla Göksel Egemenliğin vatandaşları haline geldik. (Oysa bizim vatanımız göklerdedir. Oradan Kurtarıcı’yı, Rab İsa Mesih’i bekliyoruz. Filipiler 3:20)

Belçika İnanç Açıklaması - 36.bölüm - Hükümetler
İnsan ırkının bozulmuşluğu yüzünden iyi olan Tanrımız, krallar, prensler ve sivil hükümetler atadığına inanıyoruz. İnsanın yasa tanımazlığının kontrol altına alınması, ve insanlar arasındaki her şeyin iyi bir düzen ile idare edilmesi için dünyanın yasalar ve politika ile yönetilmesini ister. Bu nedenle hükümetlerin ellerine, kötülerin cezalandırılması ve iyilerin korunması için kılıç koymuştur.

Bu amaç uğruna çağrılmış olan yöneticilerin Tanrı’yı hoşnut eden toplumsal gelişime katkıda bulunmak için Tanrı’nın yasasına bağımlı olma, Müjde’nin vaazına ve ilahi tapınmanın her parçasına engel teşkil eden her unsuru ortadan kaldırma görevleri vardır.

Onlar bunu yapmalılar; kendilerine ait araçlarla sorumluluklarına verilen alanlarda çalışırken mutlak bir otorite uygulamaya yönelik her türlü eğilimden kaçınmaları gerekir. Böyle yapmaları durumunda Tanrı’nın Sözü serbestçe yayılabilir; İsa Mesih’in krallığı ilerleyebilir; ve her türlü Hristiyan karşıtı güce karşı konulmuş olur.

Daha da ötesi herkes, statü, durum ve rütbe farkı olmadan, hükümete itaat etmeli, ve vergilerini ödemeli, ve temsilcilerine hürmet ve saygı göstermeli, ve Tanrı’nın Sözü ile çelişmeyen her konuda onlara itaat etmeli, onları tüm yollarında Rab’bin isteği onları yönlendirsin, dindarlıkla ve ahlaklı bir şekilde esenlik dolu ve sakin bir yaşam sürebilelim diye. dua etmeliyiz.
 

Solus Christus 

Moderatör
WESTMINSTER İNANÇ AÇIKLAMASI - BÖLÜM XXIII: Hükümetler

1. Tüm dünyada en yüce Rab ve Kral olan Tanrı, kendi yüceliği ve halkın iyiliği için insanların üzerinde hükümetler yerleştirmiştir: ve bu nedenle de onları, iyilerin korunması ve teşvik edilmesi, kötülerin ise cezalandırılması için kılıcın gücüyle ile silahlandırmıştır.[1]

2. Bir hükümet kademesinde görev yapmaya çağrılırlarsa, Hristiyanların bunu kabul etmeleri yasaldır:[2] bu görevin yapılması sırasında kutsallığı, adaleti ve esenliği toplum yararı için konulmuş yasalara uygun olarak korumaya özellikle dikkat etmelidir;[3] dolayısıyla bu amaca hizmet etmek üzere, artık Yeni Antlaşma altında olarak, adil ve gerekli durumlarda yasal olarak savaşa girebilirler.[4]

3. Hükümetler, Söz’ün ve Sakramentlerin yönetimlerini;[5] ya da göklerin egemenliğinin anahtarlarını kendi yetkilerine alamazlar;[6] ya da imanla ilgili konulara en küçük şekil-de bile karışamazlar.[7] Bununla birlikte hepimizin ortak Rabbi olan Tanrı’nın kilisesini, Hristiyan mezhepler arasında ayrım yapmadan, tüm kilise görevlilerinin her hangi bir şiddet ya da tehlike içinde olmaksızın kutsal görevlerinin her kısmını tamamıyla, özgürce ve şüphesiz olarak yerine getirmenin verdiği zevkle yaşamasını sağlayacak bir tavırda hükümetler, bakan ve yetiştiren babalar olarak, Rabbimizin topluluğunu korumalı ve gözetmelidir.[8] Ve İsa Mesih, kendi kilisesinde düzenli bir yönetim ve disiplin oluşturduğundan, toplumun yararına konulmuş hiçbir yasa, kendi ikrar ve inançlarına göre farklı mezheplere gönüllü olarak üye olan Hristiyanlar arasındaki bu yönetim ve disipline karışamaz, bunu kendi yetkisi altında sayma yoluyla bu Hristiyanlar arasında uygulanmasına izin veremez ya da mani olamaz.[9] Kendi yetkisi altındaki tüm insanları ve bu kişilerin şanlarını, gerek din gerek dinsizlik nedeniyle hiç kimsenin zarar görmeyeceği, onurunun kırılmayacağı, şiddete, haksızlığa ya da fiziksel yaralanmalara maruz kalmayacağı şekilde korumak: ve tüm dini ve kilisesel toplantıların saldırı ya da kesintiye uğramaksızın yapılmasını sağlamak için gerekli önlemleri almak hükümetin sorumluluğudur.[10]

4. Hükümetler için dua etmek,[11] yönetimde bulunanlara saygı göstermek,[12] vergilerini ve diğer gerekleri ödemek,[13] kanunlara uymak ve yetkililere boyun eğmek vicdan nedeniyle kişilerin görevidir.[14] Dinsizlik ya da din farklılığı hükümetin adil ve yasal yetkisini geçersiz kılmaz; ne de insanları bu yönetimlere boyun eğme yükümlülüğünden özgür kılar:[15] ayrıca, kilisesel görevliler bunun kapsamı dışında değildirler,[16] ne bu yönetimlerin yetkisi ne de onların hükmü altında olan insanlar üzerinde Papa’nın yetki ve yargı hakkı vardır; tüm bunlardan da öte, sapkın oldukları yargısıyla ya da başka bir fikir üzerine Papa’nın onları yetkilerinden ya da yaşamlarından alı koyma yetkisi yoktur.[17]

[1] Romalılar 13:1-4, I.Petrus 2:13-14
[2] Süleyman’ın Meselleri 8:15-16, Romalılar 13:1-2, 4
[3] Mezmur 2:10-12, I.Timoteyus 2:2, Mezmur 82:3-4, II.Samuel 23:3, I.Petrus 2:13
[4] Luka 3:14, Romalılar 13:4, Matta 8:9-10, Elçilerin İşleri 10:1-2, Vahiy 17:14, 16
[5] II.Tarihler 26:18
[6] Matta 18:17; 16:19, I.Korintliler 12:28-29, Efesliler 4:11-12, I.Korintliler 4:1-2, Romalılar 10:15,
İbraniler 5:4

[7] Yuhanna 18:36, Elçilerin İşleri 5:29, Efesliler 4:11-12
[8] İşaya 49:23, Romalılar 13:1-6
[9] Mezmur 105:15, Elçilerin İşleri 18:14-15
[10] Romalılar 13:4, I.Timoteyus 2:2
[11] I.Timoteyus 2:1-2
[12] I.Petrus 2:17
[13] Romalılar 13:6-7
[14] Romalılar 13:5, Titus 3:1
[15] I.Petrus 2:13-14, 16
[16] Romalılar 13:1, I.Krallar 2:35, Elçilerin İşleri 25:9-11, II.Petrus 2:1, 10-11, Yahuda 8-11
[17] II.Selanikliler 2:4, Vahiy 13:15-17
 
Yeni Konu Aç | Soru Gönder Yeni konu başlığı oluşturmak için tıkla!
İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir.
(Efesliler 2:8-9)
Üst